باب
معرفة طريق
الرؤية
81- ALLAH'IN
GÖRÜLMESİNİ (ÖRNEKLE) BiLMENİN YOLU BABI
299- (182) حدثني
زهير بن حرب.
حدثنا يعقوب
بن إبراهيم.
حدثنا أبي عن
ابن شهاب، عن
عطاء بن يزيد
الليثي؛ أن
أبا هريرة
أخبره؛ أن
ناسا قالوا
لرسول الله
صلى الله عليه
وسلم: يا رسول
الله! هل نرى
ربنا يوم
القيامة؟
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم: "هل
تضارون في رؤية
القمر ليلة
البدر؟"
قالوا: لا. يا
رسول الله!
قال: "هل
تضارون في
الشمس ليس دونها
سحاب؟" قالوا:
لا. يا رسول
الله! قال
"فإنكم ترونه
كذلك. يجمع
الله الناس
يوم القيامة. فيقول:
من كان يعبد
شيئا فليتبعه.
فيتبع من كان
يعبد الشمس
الشمس. ويتبع
من كان يعبد
القمر القمر.
ويتبع من كان
يعبد
الطواغيت
الطواغيت.
وتبقى هذه
الأمة فيها
منافقوها. فيأتيهم
الله، تبارك
وتعالى، في
صورة غير صورته
التي يعرفون.
فيقول: أنا
ربكم.
فيقولون: نعوذ
بالله منك.
هذا مكاننا
حتى يأتينا
ربنا. فإذا جاء
ربنا عرفناه.
فيأتيهم الله
تعالى في صورته
التي يعرفون.
فيقول: أنا
ربكم. فيقولون:
أنت ربنا.
فيتبعونه.
ويضرب الصراط
بين ظهري
جهنم. فأكون
أنا وأمتي أول
من يجيز. ولا
يتكلم يومئذ
إلا الرسل.
ودعوى الرسل
يومئذ: اللهم!
سلم،
سلم. وفي جهنم
كلاليب مثل
شوك السعدان.
هل رأيتم
السعدان؟"
قالوا: نعم. يا
رسول الله! قال:
"فإنها مثل
شوك السعدان.
غير أنه لا
يعلم ما قدر
عظمها إلا
الله. تخطف
الناس بأعمالهم.
فمنم المؤمن
بقي بعمله.
ومنهم المجازى
حتى ينجى. حتى
إذا فرغ الله
من القضاء بين
العباد،
وأراد أن يخرج
برحمته من
أراد من أهل النار،
أمر الملائكة
أن يخرجوا من
النار من كان
لا يشرك بالله
شيئا، ممن
أراد الله
تعالى أن
يرحمه، ممن
يقول: لا إله
إلا الله. فيعرفونهم
في النار.
يعرفونهم
بأثر السجود.
تأكل النار من
ابن آدم إلا
أثر السجود.
حرم الله على
النار أن تأكل
أثر السجود.
فيخرجون من
النار وقد
امتحشوا. فيصب
عليهم ماء
الحياة.
فينبتون منه
كما تنبت
الحبة في حميل
السيل. ثم
يفرغ الله
تعالى من
القضاء بين
العباد. ويبقى
رجل مقبل
بوجهه على
النار. وهو
آخر أهل الجنة
دخولا الجنة.
فيقول: أي رب!
اصرف وجهي عن
النار. فإنه
قد قشبني
ريحها
وأحرقني
ذكاؤها. فيدعو
الله ما شاء
الله أن
يدعوه. ثم
يقول الله تبارك
وتعالى: هل
عسيت إن فعلت
ذلك بك أن
تسأل غيره!
فيقول: لا
أسألك غيره.
ويعطي ربه من
عهود ومواثيق
ما شاء الله.
فيصرف الله وجهه
عن النار.
فإذا أقبل على
الجنة ورآها
سكت ما
شاء الله أن
يسكت. ثم يقول:
أي رب! قدمني
إلى باب
الجنة. فيقول
الله له: أليس
قد أعطيت
عهودك ومواثيقك
لا تسألني غير
الذي أعطيتك.
ويلك يا ابن
آدم! ما أغدرك!
فيقول: أي رب! ويدعو
الله حتى يقول
ل: فهل عسيت إن
أعطيتك ذلك أن
تسأل غيره!
فيقول: لا.
وعزتك! فيعطي
ربه ما شاء
الله من عهود
ومواثيق.
فيقدمه إلى
باب الجنة.
فإذا قام على
باب الجنة
انفهقت له
الجنة. فرأى
ما فيها من
الخير
والسرور.
فيسكت ما شاء
الله أن يسكت.
ثم يقول: أي رب!
أدخلني الجنة.
فيقول الله
تبارك وتعالى
له: أليس قد
أعطيت عهودك
ومواثيقك أن
لا تسأل غير
ما أعطيت.
ويلك يا ابن
آدم! ما أغدرك!
فيقول: أي رب! لا
أكون أشقى
خلقك. فلا
يزال يدعو
الله حتى يضحك
الله تبارك
وتعالى منه.
فإذا ضحك الله
منه، قال:
ادخل الجنة.
فإذا دخلها قال
الله له: تمنه.
فيسأل ربه
ويتمنى. حتى
إن الله ليذكره
من كذا وكذا،
حتى إذا
انقطعت به
الأماني. قال
الله تعالى:
ذلك لك ومثله
معه".
قال
عطاء بن يزيد:
وأبو سعيد
الخدري مع أبي
هريرة لا يرد
عليه من حديثه
شيئا. حتى إذا
حدث أبو
هريرة: إن
الله قال لذلك
الرجل: ومثله معه.
قال أبو سعيد:
أشهد أني حفظت
من رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قوله:
ذلك لك وعشرة
أمثاله. قال
أبو هريرة:
وذلك الرجل
آخر أهل الجنة
دخولا الجنة.
[:-450-:] Bana Zuheyr b. Harb haber verdi. Bize Yakub b. İbrahim
tahdis etti. Bize babam İbn Şihab'dan tahdis etti. O Ata b. Yezid Leysi'den, o Ebu Hureyre'den kendisine haber verdiğine göre bazı kimseler
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem}'e: Ey Allah'ın Resulü, kıyamet gününde
Rabbimizi görür müyüz, dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu:
"Dolunayı görmek
için birbirinizle itişir, kakışır, birbirinize zarar verir misiniz?"
Onlar: Hayır, ey Allah'ın Resulü, dediler. Bu sefer Allah Resulü: "Ya
önünde hiçbir bulut yokken güneşi görmek için birbirinizle itişir, kakışır,
birbirinize zarar verir misiniz" buyurdu. Onlar: Hayır, ey Allah'ın Resulü
dediler. Allah Resulü şöyle devam etti: "Şüphesiz siz de onu böyle
göreceksiniz.
Allah kıyamet gününde
(bütün) insanları toplayıp, bir araya getirerek şöyle buyuracak: Kim (dünyada
iken Allah'tan başka) herhangi bir şeye ibadet ediyorsa onun arkasından gitsin.
(Dünyada iken) güneşe ibadet eden güneşin arkasından gidecek, aya ibadet eden
ayın arkasından gidecek, tağutlara ibadet eden tağutların peşinden gidecek.
Geriye aralarında münafıkları da olduğu halde bu ümmet kalacak. Allah Tebareke
ve Teala onlara kendisini tanıdıkları suretten başka bir surette gelerek: Ben
sizin Rabbinizim diyecek. Onlar: Senden Allah'a sığınırız. Biz Rabbimiz
yanımıza gelinceye kadar buradan ayrılmayacağız. Rabbimiz gelirse biz onu
tanırız diyecekler. Sonra yüce Allah kendilerine onu tanıyacakları bir surette
gelecek, ben Rabbinizim diyecek, onlar da: Evet, sen Rabbimizsin diyecekler ve
onun arkasından gidecekler.
Cehennemin üzerine Sırat
kurulacak. İlk olarak ümmetimle ben geçeceğim. O gün Resullerden başka kimse
konuşmayacak. O gün Resullerin duası ise: Allah'ım selamet ver, selamet ver
demekten ibaret olacak. Cehennemde de sa'dan dikeni gibi kanca/ar bulunacak.
Siz sa'dan'ı gördünüz mü?"
Ashab: Evet, ey Allah'ın
Resulü dediler. Şöyle devam etti: "İşte o kancalar sa'dan dikeni
gibidirler. Şu kadar var ki, onların ne kadar büyük olduklarını ancak Allah
bilir. İnsanları amelleri sebebiyle kapip alırlar. Kimisi ameli sebebiyle helak
olur, kimileri de kurtarılıncaya kadar ceza görür. Nihayet Allah kullar
arasında hüküm verme işini bitirince, rahmetiyle de dilediği cehennemlikleri
çıkarmayı murad edince meleklere:Cehennem ateşinden Ia ilahe illailah diyenler
arasından yüce Allah'ın rahmet ihsan etmeyi murad ettiği kimselerden Allah'a
hiçbir şeyi ortak koşmamış kimseleri çıkartmalarını emreder. Melekler bunları
cehennem içinde oldukları halde tanırlar. Onları secde izlerinden tanırlar.
Çünkü cehennem ateşi Ademoğlunun secdenin izi dışındaki yerlerini yer. Allah
cehennem ateşine secdenin izlerini yemeyi haram kılmıştır. İşte bunlar cehennem
ateşinden iyice yanmış oldukları halde çıkartılırlar. Üzerlerine hayat suyu
dökülür, sel'in taşıdıkları arasında yabani bir tohumun bitip yeşerdiği gibi
onlar da bitecekler.
Sonra yüce Allah kullar
arasındaki hüküm işini bitirir. Geriye yüzü ateşe dönük bir adam kalır. Bu kişi
ise cennet ehli arasında cennete en son girecek kişidir. O: Rabbim, yüzümü
cehennem ateşinden başka tarafa çevir. Çünkü onun kokusu beni helak etti, alevi
beni yaktı, der ve Allah'a -Allah kendisine dua etmeyi dilediği kadar- dua
eder. Sonra Allah Tebareke ve Teala şöyle buyurur: Sana bu istediğini verirsem
acaba daha başka bir şey isteyecek misin? O: Senden bundan başka bir şey
istemeyeceğim der ve Rabbime Allah'ın dilediği ahitler verir, yeminler eder.
Allah da yüzünü
cehennemden başka tarafa çevirir. Cennete dönüp cenneti görünce, Allah'ın
dilediği kadar bir süre suskun kalır sonra: Rabbim beni cennetin kapısına
yaklaştır der. Allah ona: Sana verdiğimden başka benden bir şey istemeyeceğine
dair bana ahitler verip, yeminler etmemiş miydin? Vay sana Ademoğlu, ne kadar
da sözünde durmazsın, buyurur. O kişi: Rabbim der ve yüce Allah'a dua eder.
Nihayet ona: Ben sana bunu verecek olursam benden başka bir şey istemeyecek
misin buyurur. o, hayır izzetin hakkı için yemin ederim deyip, Rabbine Allah'ın
dilediği kadar türlü ahitler ve yeminler eder.
Bunun üzerine Rabbi onu
cennetin kapısına kadar götürür. Cennetin kapısına dikilince cennet onun önüne
açılır, içindeki hayırları ve sevinci görür. Allah'ın dilediği kadar susar
sonra: Rabbim beni cennete koy der. Allah Tebareke ve Teala ona: Sana
verdiğimden başka benden bir şey istemeyeceğine dair türlü ahitler vermemiş,
yeminler etmemiş miydin? Yazık sana ey Ademoğlu, ne kadar da sözünde durmayan
birisisin, buyurur. o kişi: Rabbim yarattıklarının en bedbahtı olmayayım, der
ve Allah'a o kadar dua eder ki, nihayet
Allah Tebareke ve Tedld
ona gülecek ve: Cennete gir buyuracak, cennete girdikten sonra yüce Allah ona:
Temenni et diyecek, o da Rabbinden dileklerde bulunup, temenniler edecek.
Nihayet Allah ona şundan şundan da (iste) diye hatırlatacak. Bütün istek ve
temennileri sona erince yüce Allah: Bütün bunlar ve onlarla birlikte bir o
kadarı da senindir, buyuracak. "
Ata b. Yezid dedi ki:
(Bu hadisi rivayet ederken) Ebu Hureyre ile birlikte Ebu Said el-Hudri de vardı
ve rivayet ettiği hadisinden hiçbir şeyini reddetmedi. Nihayet Ebu Hureyre:
''Allah da o adama: Bir o kadarı daha senindir" deyince, Ebu Said: Ey Ebu
Hureyre, onunla birlikte on misli daha (senindir), dedi. Ebu Hureyre bu sefer:
Ben benim bellediğim, bu istediklerin ve bir o kadarı daha senindir sözünden
ibarettir, dedi. Ebu Said de: Ben de şahadet ederim ki Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "Bu ve bununla birlikte on misli daha senindir"
buyruğunu belledim, dedi.
Ebu Hureyre dedi ki:
İşte o adam cennetlikler arasında cennete en son girecek kişidir.
Diğer tahric: Buhari,
7437, 6573; Nesai, 1139 -muhtasar-; Tuhfetu'l-Eşraf, 14213
300- (182) حدثنا
عبدالله بن
عبدالرحمن
الدارمي.
أخبرنا أبو
اليمان.
أخبرنا شعيب
عن الزهري؛
قال: أخبرنا
سعيد بن
المسيب وعطاء
بن يزيد
الليثي؛ أن
أبا هريرة
أخبرهما؛ أن الناس
قالوا للنبي
صلى الله عليه
وسلم: يا رسول
الله! هل نرى
ربنا يوم
القيامة؟
وساق الحديث
بمثل معنى
حديث إبراهيم
بن سعد.
[:-451-:] Bize Abdullah b. Abdirrahman ed-Dârimî rivayet etti. (Dedi
ki): Bize Ebu'l-Yemân haber verdi. (Dedi ki): Bize Şuayb, Zührî'den naklen
haber verdi demiş ki; bana Sa'id b. el-Müseyyeb ile Âtâ' b. Yezid el-Leysî
haber verdiler onlarada Ebu Hureyre haber vermiş
ki:
Bazı kimseler Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e: Ey Allah'ın Resulü kıyamet gününde Rabbimizi
görecek miyiz, dediler. Sonra bu hadisi (Yakub'un babası) İbrahim b. Sa'd'ın
hadisi ile aynı manada rivayet etti.
Diğer tahric: Buhari,
806 -uzunca-, 6573 -uzunca-; Tuhfetu'l-Eşraf, 13151
301- (182) وحدثنا
محمد بن رافع.
حدثنا
عبدالرزاق.
أخبرنا معمر عن
همام بن منبه؛
قال:
هذا
ما حدثنا أبو
هريرة عن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
فذكر أحاديث
منها: وقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "إن أدنى
مقعد أحدكم من
الجنة أن يقول
له: تمن.
فيتمنى
ويتمنى. فيقول
له: هل تمنيت؟
فيقول: نعم.
فيقول له: فإن
لك ما تمنيت ومثله
معه".
[:-452-:] 452-301/3- Bize Muhammed b. Rafi' de tahdis etti. Bize
Abdurrezzak tahdis etti. Bize Ma'mer, Hemmam b. Münebbih'ten şöyle dediğini
bildirdi: Bu Ebu Hureyre'nin bize
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den diye naklettiği (tahdis ettiği)
hadislerdir. Böyle deyip çeşitli hadisler zikretti. Bunlardan birisi de şudur:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle de buyurdu:
"Şüphesiz sizden
herhangi birinizin cennette kalacağı en asgari mertebe şu olacaktır: (Allah)
ona: Temenni et buyuracak, o da temenni ettikçe edecek sonra ona: Temenni
edeceğin kadar ettin mi, buyuracak. 0, evet diyecek. Yüce Allah ona: Şüphesiz
temenni ettiklerin ve onlarla birlikte bir o kadarı daha senindir buyuracak.
"
Bunu yalnız Müslim
rivayet etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 14741
DAVUDOĞLU ŞERHİ İÇİN buraya tıklayın
Öneri : İzah’ı okuduktan
sonra 183.sayfadaki 453’ü de okumayı unutma !